Pontiac Klasikleri

1974 Pontiac Grand Ville Restorasyonu

Memet Sefa Öztürk’ün, 1974 model Pontiac Grand Ville, dört kapı direksiz harttop aracının, üzücü restorasyon hikayesini duyunca sizlerle paylaşmak istedim, istedim çünkü 2006 yılında geçirdiği kaza sonucu Tekerlekli sandalye’de yaşamak zorunda kalan, Klasik Bale Sanatçısı Memet bey, tam bir klasik otomobil tutkunu. Ne var ki, 2008 yılında restore etmek istediği araç ile ilgili bir sürü olumsuzluklar yaşamış. Bende bizim okuyucularımız duyarlıdır, belki Memet beyin sorununa hep birlikte bir çare bulabiliriz diye sizlerle paylaşmak istedim.

Klasik Bale Sanatçısı Memet Sefa Öztürk
1974 Pontiac Grand Ville Pontiac Klasik

Memet beyin babasına ait olan ve çocukluğundan beri gıpta ile baktığı,1974 model Pontiac Grand Ville’yi geçirdiği rahatsızlıktan sonra, moral olması için babası ona vermiş, Mehmet bey çocukluğundan beri kullanmayı hayal ettiği aracı, o yıllarda İstanbul dışında yaşadığından kendisine yakın bir yerde, güvendiği bir usta ile aracın restorasyonu için anlaşmış, fakat anlaştığı usta geçen yıllara rağmen binbir güçlükle aracı ancak bu kadar toplayabilmiş, elbette bu süreçte bir çok ayrı ustaya para yetiştirmeye çalışan Memet bey aradan geçen zamana rağmen pes etmemiş.

1974 Pontiac Büyük Şehri Pontiac Klasik
1974 Pontiac Büyük Şehri Pontiac Klasik

En sonunda çareyi, aracını çekiciye yükletip İstanbul’a getirmekte bulmuş, fakat ortada ne usta var ne bir sorumlu, zorlukla bulabildiği her parçayı alan Memet bey, tüm aramalarına rağmen aracın silindir kapaklarını bulamamış. Bugüne kadar aracın her eksiğini gideren Memet bey, V8 403 Cub. motorun silindir kapaklarını bulmakta oldukça zorlanmış, bir yerde bulmuş fakat ona da oldukça yüksek bir rakam istemişler. Aracın orijinal 455 cub motoru daha öncesinden, 403 cub. Oldsmobile motoru ile değiştiğinden Mehmet beyin aradığı silindir kapaklarıda, V8 Oldsmobile 403 cub. motorun silindir kapakları.

1974 Pontiac Büyük Şehri Pontiac Klasik

Sizlerden ricam sizin yada çevrenizdekilerin, bu konuda yardımı dokunacağına inandığınız biri varsa Memet Sefa Öztürk ( Tel:0542 501 65 64 ) ile irtibat kurmasını sağlamanızdır. Eğer bunu başarabilirsek engelli tertibata sahip, el gazı ve el fren tertibatı olan bu klasiği yürütmeyi ve en önemlisi Memet beyin yıllar süren bu bekleyişini sonlandırmış olacağız…

1974 Pontiac Büyük Şehri Pontiac Klasik

Elbette Memet kardeşimizin Pontiac’ı yukarıdaki gibi olmayacak, ama en azından yıllardır hayalini kurduğu klasiğine kavuşmuş olacak. Lütfen bu konuda birlik olup bu sorunun hallolmasına yardımcı olalım…

Not: Yazı sonundaki kısımdan WhatsApp ile bu yazıyı yardımı olacağını düşündüğünüz kişilere yollayabilirsiniz…

Lütfen yorumlar kısmından deneyimlerinizi ve fikirlerinizi bizimle paylaşınız, alttaki linki tıklayarak bir kaç dakikanızı ayırabilirseniz çok sevinirim.

Bloğumuzdan Daha Etkin Faydalanmak İçin Lütfen Okuyunuz!

Serdar BELLEK

Bu Bloğun yazarı Serdar BELLEK 1967 Yılında İstanbul Sarıyer'de doğdu, Mercedes Benz Bayisi Mengerler'de ve bayi teşkilatlarında yaklaşık 15 yıl boyunca 2.El Otomobil Satış Müdürlüğü yaptı. 2009 yılından 2019 yılına kadar başta Mercedes Benz ve diğer Alman otomobillerinin satışını yapan ASR MOTORS'da Genel Müdürlük yaptı. Evli ve üç çocuk babasıdır. Bu Bloğu kurmaktaki amacı yine kendisinin kurucusu olduğu ve 35.000 Üyesi bulunan Mercedes Benz 2.EL® Facebook gurubunun devamında, Mercedes Bmw ve diğer tüm klasik otomobil markalarına ve klasik olan her türlü objeye gönül vermiş kişilerin ''Doğru ve Sağlıklı Bilgilere'' ulaşmasını temin etmek, almak istedikleri araçları aldıklarında karşılaşacakları durumları kendilerine bildirmek, ve Türkiye'deki ikinci el piyasası hakkında doğru bilgilere ulaşmasını sağlamaktır.Lütfen Yorumlarınız ile bloğumuza destek olunuz...

3 thoughts on “1974 Pontiac Grand Ville Restorasyonu

  • Memet Sefa Öztürk

    Arkadaşlar, Klasik otomobil merakı 1988 yılında ben daha 8 yaşımda iken, hayatımın pek çok konuda rol modeli olan Sevgili Babacığım’ın aldığı 1964 model Chevrolet İmpala ile başladı. Araba sürmeyi İzmitin toz toprak yollarında 1964 İmpala’nın direksiyonunda ögrendim. 251 Düz 6 silindir motoru ile, mahallemizin daracık sokaklarında Fısır Fısır dolaşır, kapımızın önünde babamla onu yıkar, ParaDelik Amerikan malı eski MANGELS JANTLARINI SİLER PARLATIRDIM. Türm arkadaşlarım arka sokakta futbol mahalle maçı yaparlarken, ben babamla beraber Alternatör söker bakımını yapar, Marş motorunun eskiyen Kömürlerini değiştirirdik. Yada marş taşağı takıldığı için söküp bakımını yapardık. Babam her hafta yapacak bir işini icat ederdi. Elbette arkadaşlarıma özenen çocuk aklımla, onların oyunlarına katılamadığım için çok üzülürdüm,,, ama şimdi düşününce Babam ne kadar iyi yapmış bana bir klasiğin tamirini öğretirken. Sonra 1994 yılında Babam bu 1974 Pontiac’ı aldı. 4 yıl ehliyet alabilmek için heyecan içinde bekkedim. Bu bambaşka bir Arabaydı. Araba değil Canavardı. Üstündeki 403 Oldsmobile motoru ile, resmen kanat taksanız uçacak gibi giden bir canavardı. Elimizde aslında kendine ait orjinal 455 motoru vardı, ama krankı kesik olduğundan, ve yenisini bulamadıkları için, 403 Oldsmobile motoru takılmıştı.
    2004 yılında babam kendimize ait 250 metre kare otogaz dönüşüm dükkanımızda arabayı toplamak için dağıttı. Oysa sadece ve sadece tavan kenarlarında vinleksin altında kısmi kabarmalar vardı sadece. Ama babam arabayı komple elden geçirecem diye kapılarını çamurluklarıni kaputlarını Camlarını söktü ve toplamaya başladı. Babam mekanik bilgisi ve yeteneği üst seviyede bir ustaydı.

    Ve, punta cihazından tutun da, onlarca çekiç, Dayama, punta çektirme, Caka, Oksijen kaynağı, Karpit Kazanı, daha sütunlu matkaptan tutun da, elektrik kaynağından Lift’e, çeşit çeşit el aletine kadar tam teşekküllü bir kaportacıydık aynı zamanda. Hatta yanımızda birde Kaporta Ustası çalışıyordu. Kompresör, ve SataJet boya tabancası bile almıştı. Yani babam arabamızı kendisi topluyordu. Ben bu dönemde İstanbulda Üniversite okuyordum, hafta sonları geldiğimde yine Baba oğul çalışıp arabamızı yapıyorduk. 2006 yılında okuduğum üniversitenin mezuniyet gecesinde bir kaza geçirdim. Ve 12 gün komada kalıp çıktığımda yapılan Ameliyat sonrası, uyandığımda belimin kırıldığını ve artık yürüyemeyeceğimi, Mesleğim olan BALE SANATINI YAPAMAYACAĞIMI ÖĞRENDİM. Ben babamın çocukluktan beri en güvendiği destekçisi, yardımcısıydım. Ama artıķ tekerlekli sandalyede yaşayan bir vatandaştım. Tüm ailemizin rotası değişmişti…
    Yetmezmiş gibi dükkan sahibi ile ters düşen babam, kavga edip adamı pataklayınca, aynı gün kimliği belirsiz bir adam tarafından babam, bacağından vuruldu.
    Yani arabanın hiç bir şekilde tamamlanma şansı kalmamıştı. Mahkeme dükkan sahibini haklı buldu ve Dükkanın boşaltılması kararı çıkınca,

    Babam arabayı olduğu haliyle satmak istedi, RESMEN BABAMA YALVARDIM !!!

    Babama, “ÇOCUKLUK HAYALLERİM OTURUYOR ARKA KOLTUKTA BABA, ARTIK BEN TEKERLEKLİ SANDALYEYE MAHKUM OLDUM, izin ver bu arabayı ben kullanayım, Geniş Ferah Emniyetli, Bank koltuk olduğu için arada bölme yok, gerekirse sağ kapıdan girer soldan inerim, yada belim ağrısa uzanır yatar dinlenirim, Sandalyemi rahat rahat bagaja koydurabilirdim,,, bu araba artık tam benim durumum için 1e1 uygun Baba lütfen satma, hayallerimi satacaksın” DEDİM KENDİSİNE.

    BABAM’DA bana, iyi tamam…. Al toplayabilirsen tamamla bitir, senin olsun dedi. Dünyanın en mutlu adamıydım.

    Hemen Babamla çok eski arkadaş olan ve zamanında 64 İmpala’nın Nikelajlarınin hepsini Paslannaz sacdan elde yapan Maslaktan Mustafa Cücük abimizle konuştum ve tanıdığı biri olup olmadığını sordum.

    İzmitte yaşadığım için, Mustafa abi Yalova Kirazlı sanayi sitesinde kaportacılık yapan Serdar xxxxxx isimli bir adam olduğunu ve Klasik otomobil üzerine harika bir usta olduğunu sòyledi, ve iletişim kurduk. Mustafa abi tüm iyi niyeti ile yardımcı olmaya çalışıyordu, bundan adım.kadar eminim. Neyse bu sözde usta olan Serdar kişisi ile oturduk yüzyüze konuştuk, ve 2007-2008 yıllarında 3 milyar liraya anlaştık. Zaten arabamın öyle buyuk çürükleri falan yoktu, kazası yoktu.

    Sadece arabam güzelce toparlanacak, tavan sac temizlenip Vinyl’i değişecek, boyanacak ve kapı penvere kaput aralıkları vs vs ayarlanacaktı. Arabamın tek bir somun bile eksiği yoktu, çiçek gibi bir araçtı aslında. Sadece yarım kalmış ve tamamlamak gerekiyordu.

    Arabam yalovaya çekici ile götürüldü, ve serdar denilen kişi arabamı yapmaya başladı. Elektrikçiye para verilecek, para yolladım, Döşemeciye verilecek dedi gonderdim, motorcuya ayrı, rektefiyeciye ayrı, boyacıya ayrı, sürekli olarak benden para istiyor, bende yolluyorum. Altımda çalışan yürür vaziyette aracım olmadığı için, iş takibini telefon ederek yapıyorum. Zarzor arabası olan birilerinden toplamda 4 yıl içinde 3 kere gittim, gidebildim.

    Sonrasında son gidişimde artık 4.kez oradaydım, ancak arabam 4 yılı sonunda oraya verdiğim günden daha kötü bir haldeydi. Arabam resmen yokoluyordu! O güne kadar verdığim bir çuval paradan hiç bir eser yoktu ortada. Ve arabamın bir sürü eksiği vardı. Tepem attı, çok sinirlendim. Ama TekerlekliSandalyede yaşayan bir genç olarak, 65 yaşında bir adama ne yapabilirdim ki !?!

    Yaşadığım çaresizlik içinde ne yapacağıma karar vermeye çalışırken, bir anda arabamı kurtarıcıya yükleyip oradan kaçırmak en mantıklı şey olduğunu hissettim. Arabama ait dükkanda neleri bulabildiysem bagaja yükledim,

    ATİLLA xxxxxx isimli Motorcudan kapaklarımı istedim, ama rektefiyecide olduğunu söyledi… Rektefiyeciye gittiğimde ise, kapaklarımı Serdara verdiğini söyledi. Serdar ise topu yine rektefiyeciye atıyordu… bir ara Kaportacı Serdar xxxxxx, Motorcu Atilla xxxxxx, Boyacı Metin,,,hepsinin aslında ortak olarak çete gibi.olduklarından şüphe ettim. Çünkü sessiz kalışları, konuşmamaları, benim gözümde bildikleri ve gördükleri birbirleri’nin Üçkağıtçılıklarına gözyumdukları izlenimi vermişti.

    Örneğin motorcu Atilla xxxxxx’e halen kendisine ısrarla telefon edip ısrarla sormama rağmen, kendisinin söktüğü kapaklardan haberi olmadığını, bilmediģini söylüyor. Ayakta değilimki, herhangi bir yaptırım gücüm yok ki, ne yapabilirim Bu konuda resmen şaşırdım artık.

    Aman dostlar siz siz olun bu isimlere yaklaşmayın.

    O zaman için,
    Nasıl olsa kapaklarımı çalacak değiller YA !! sonradan da gidip bir şekilde alırım diye düşündüm ve, fazla kurcalamadım. Sonuçta benim kapaklarımda da hiç bir sorun yoktu zaten.
    Adam Resmen Gözümün içine baka baka bana şunu söylemişti, “Belki bu kapakları senin 455 motora uydururuz Memet, söküp bakımlarını yaptıracam” demişti. Ve Bende kendisine bir güzel güvenmiştim… 65 yaşında adam sonuçta, ne yapabilir ki, ÇALACAK DEĞİL YA diye düşündüm !?! Daha doğrusu, böyle Düşünmek istiyordum. . Ne kadar yanılmıştım…

    Resmen Aptal Enayi yerine koyuluyordum !
    Hemen Ümraniye Kadosan Sanayi sitesinde bir boyacı buldum, ve arabamı kurtarıcıya yükleyip, Feribot’la Yalovadan doğruca Gebzeye geçtim. Sonradan ögrendim ki, Kendisine USTA diyen bu YALOVALI kişi SERDAR xxxxxx, meğer bir KUMARBAZMIŞ !! VE ONCA VERDİĞİM PARA, ÇALINAN EKSİK PARÇALARIM, HEPSİ KUMARA GİTMİŞ..!
    Bunu ne yazıkki çok geç ögrendim. Ve gerçekten çok yanıldım, ÇÜNKÜ KAPAKLARIMI BİR DAHA BULAMADIM . 65 YAŞINDA KOSKOCA DEDİĞİM, GÜVENDİĞİM ADAM, BANA FECİ BİR ŞEKİLDE KAZIK ATTI !!

    ŞİMDİ İSE, HALA YANA YANA
    “403 OLDSMOBILE” kapakları arıyorum. BU MOTOR aynı zamanda 77 – 79 PONTIAC TRANSAM ARAÇLARDA DA ÇIKTIĞI İÇİN, PİYASADA “PİÇ MOTOR” diye de biliniyor. İstanbul BahçeliEvler’de ALİ isimli bir arkadaşta buldum aslında,, ama bu arkadaşın da, sağ olsun ki ŞARTLARI BENİ ÇOK AŞIYOR. ASLINDA KAPAKLARIN 10 YILDIR TEZGAHI’NIN ALTINDA ÖYLESİNE DURDUĞUNU, HİÇ BİR İŞİNE YARAMADIĞINI SÖYLÜYOR.

    ALİ İSİMLİ BU ARKADAŞ BANA, KENDİNDE, MANUEL VİTESLİ AMERİKAN FORD GRANADA OLDUĞUNU, ve bu aracı otomatik vites’e çevirmek istediğini söyledi. Ve eğer kendisine arabasını Otomatiğe çevirmek için gerekli olan •Şanzıman •Türbin •Volant gibi gerekli olan tüm parçaları alırsam eğer, bu ekipmanlar ile Silindir Kapaklarına takas edebileceğini söyledi. Hatta Hepsini istersen 1000TL’ye almış ol, kaça alırsan al, Silindir Kapakları ile KafaKafa’ya TAKAS edebileceğini söyledi.

    Yada nakit olarak 4500TL karşılığında bana satabileceğini söyledi. Ama, ne yazık ki, benim bu iki şarta da aktarabileceğim hiç bir kaynağım yok, maalesef !! Bunu Çok çok üzülerek söylüyorum ki, Maalesef yok!!

    Sakatlığım sonrasında Tekerlekli Sandalyede olsam bile, Hayır Kurumları için, Dernekler için, Başka Engelliler için, Van Depremi sebebi ile TV’da düzenlenen TÜRKÜLERİMİZ VAN İÇİN isimli yardım gecesinde bile, sanatımla destek olmak, elimden geleni yapmak adına Sanatımla destek verdim, hiç bir devlet okulundan yaptıkları davetler için para talep etmedim. Çünkü insanlığa, yada bir insana bile olsa, YARDIMIM DOKUNSUN DİYE HEP ÇABALADIM, hep çaba sarfettim. Şimdi ise benim başka bir insanın desteğine ihtiyacım var.

    Belkide bu yazdıklarım için Bazılarınız okurken BANA NE diyorsunuz… ama inanın, insan fiziksel olarak bu durumdayken bu şekilde MAĞDUR EDİLDİĞİNDE, gerçekten çok canı yanıyor insanın. Kalbi Çok ama Çok Yanıyor !!!

    Başıma gelen hadiseyi, ve içinde bulunduğum çareSizliği, apaçık şekilde yazıp anlattım. . .Sürç-ü Lisan ettiysem affola.
    Tüm kalbimle Klasik aracıma sevdalı bir insan olarak, dilerim çocuklarım da aynı sevdaya sahip olurlar 🙂
    Ve umarım ben ölmeden artık arabamın direksiyonuna oturup, sonunda 13 yıl sonra, tekerlekli sandalyede bile olsam, hayallerime kavuşurum 😉

    Yanıtla
    • Memet bey bu uzun ve güzel anlatımınız konuya biraz daha açıklık getirmiş oldu. Fakat cevap verme seçeneği olmayan insanlar hakkında, haklı yada haksız ithamda bulunduğunuz için, soyadlarını yayınlamayı adil bulmadım, o yüzden soyadlarını kaldırdım…

      Yanıtla
  • Kemal Öztürk

    Hayatının birçok konuda rol modeli olan babanı maalesef ahlak açısından rol model olarak alamamışsın.

    Yanıtla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Content is protected !!